Eski çağlardan günümüze kadar toplumsal sorunlar bir mesele olarak algılanmaktaydı. Bu anlamda ‘’Toplum bilimi’’ olarak bilinen sosyolojinin tüm toplumsal sorunları anlamak ve araştırmak için çalışmalar yapmakta olduğunu söyleyebiliriz. Doğduğumuz, içinde yaşadığımız toplumu anlamak ise bizlerin kendini bu alanda geliştirmesi ile alakalı. Yaşam boyunca ortaya çıkan sorunlar doğrultusunda, toplumun ihtiyaçlarına yönelik anlayışlar geliştiren sosyoloji günümüzde oldukça ilgi gören bölümler arasında yerini aldı. Toplum sözcüğü ise farklı bireylerle bir arada olmak anlamına gelirken, başka insanlarla bir arada yaşamak içinse toplumsal değişimin dinamiklerini kavramak gerekiyor. Yani sosyoloji ahlak, normlar ve değerlerle birlikte aile gibi toplumun içerisinde yaşayan bireyin konumunu anlama gayretini ifade ediyor.
Toplumsal sorunlar hakkında farkındalık kazanmak ve bu alanda çözüm önerileri geliştirebilmek adına, sosyoloji üzerine okuyabileceğiniz kitapları sizler için derledik. 15 kitaptan oluşan bu listede, içinde yaşadığı toplumu anlama gayretine sahip olan herkes için öneriler var. Bilimsel ve gözleme dayalı olarak oluşturulan bu kitapları okuma listenize eklemenizi öneririz. Hazırsanız yaşadığımız toplumu daha iyi anlayabilmek adına sizlerle uzun bir yolculuğa çıkıyoruz. ?
Keyifli Okumalar!
Diğer kitap önerilerimize göz atmak için tıklayın.
İçerik Rehberi
Sosyoloji Kitapları
1) Çağdaş Sosyoloji Kuramları- Ruth A. Wallace, Alison Wolf
Bu kitapta daha çok toplumsal kuramı etkilemiş yazarların yaklaşımları üzerine odaklanılmış, dünyayı nasıl gördüğümüz ve algıladığımız konusunda özgürlük, güç, otorite kavramları işlenmiştir. Ayrıca modernleşmenin getirdiği memnuniyetsizlik incelenerek haklı çıkarımlar yapılmıştır. Sosyoloji öğrencilerinin mutlaka okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. Kesinlikle ufkunuzu genişletecek.
2) Tüketim Toplumu- Jean Baudrillard
Genel toplumsal farklılaşma mantığı temellendirilerek bireyin farklılaşma isteği vurgulanmakta. Farklılaşma arzusuna sahip bireyin ise tüketen topluma dönüşmesi konu alınıyor. Kitapta tüketim bireyin özgürlüğü olarak görülmüyor. Baudrillard, toplumu tüm yönleriyle çözümlüyor. Ayrıca tüketicinin mal ve hizmetler sistemini tamamıyla satın almaya yönlendirildiği eleştiriliyor. Mutlaka okumalısınız.
3)Hapishanenin Doğuşu- Michel Foucault
Foucault’a göre bireyselleştirmek, egemen olmak anlamına geliyor. Böylece modern iktidar bireyi kayıt haline alarak siyasallaştırıyor. Her kişinin her yerde kayıt altında tutulma düşüncesi otoriteyi doğuruyor. İktidar sisteminin önemli bir özetini sunan kitap 18.yy birlikte iktidar sisteminin şiddete dayalı eğilimini giderek disiplin edici bir forma dönüştürdüğünü anlatıyor. Özellikle siyaset, felsefe ve sosyoloji meraklılarının ilgisini çekecek türden bir eser olduğunu belirtmeliyim.
4) Sosyoloji Nedir? – Joseph Fichter
İlk olarak sosyologların kişiler üzerindeki uzmanlaşması konu alınmıştır. Daha sonra sosyolojinin sosyal davranışlara eğilimi üzerinden sosyologların görev tanımı yapılmıştır. Sosyoloji hakkında genel bilgilere sahip olmak ve işlevlerinin ne olduğunu anlamak için bu kitabı mutlaka okuma listenize eklemelisiniz.
5) Vitrinde Yaşamak: 1980’lerin Kültürel İklimi- Nurdan Gürbilek
Gürbilek, 80’lerde Türkiye’de yaşanan kültürel değişime ayna tutuyor. Modern kültürün oluşum süreci ele alınarak, ihtiyaçlar doğrultusunda nasıl kurgulandığı anlatılıyor. 80’ler Türkiye’sinin koşullarına, kültürel modernleşmeyi de ele alarak farklı bir soluk kazandırıyor diyebiliriz. Bakış açınıza eleştirel bir görüş kazandırmak istiyorsanız bu kitaba bir bakın derim.
6) Tohum ve Toprak- Carol Delaney
Delaney’in temel tezi, ‘’tekkaynaklı’’ üreme teorisi ile birlikte tektanrıcılık inanışının birbirleriyle alakalı olduğudur. Bunun üzerine Türkiye’de yapılmış olan antropolojik çalışmalar ekseninde önemli sorular ortaya çıkmıştır. Bunlar; Neden üç din içinde Tanrı erkek olarak resmedilmiştir? Kadınlar neden biyolojik sebeplerle düşük statüde değerlendirilmiştir? Toplumsal cinsiyet alanında okumalar yapanlar için çok değerli bir kitap olduğunu düşünüyorum. Sizler de bu teoriler üzerinde düşünüyor ve aynı sorulara cevaplar arıyorsanız ‘’Tohum ve Toprak’’ tam size göre.
7) Toplumsal Hafıza- Faruk Karaarslan
Hafızaya yer açmaya çalışan bir kitap. Bizlere hatırladıklarımızı ve unuttuklarımızı sorgulamayı öğütlüyor. İnsan zamanla ebedileşme arzusuna dur diyemiyor. Bu durum tamamen gelişen ve gün geçtikçe değişen dünya ile alakalı. Dünya aynı zamanda uç noktaları yaşıyor. Teknoloji hızla gelişirken bir yanda nereli olduğunu bilmeyen çocuklar yaşama tutunmaya çalışıyor. Karaarslan’ın söylemiyle, ‘’İnsan olmanın yalın ve sade halini hatırlamak gün geçtikçe zorlaşıyor.’’ Bu güzel kitabı listemize eklemeden geçemezdik.
8) Beyaz Zambaklar Ülkesinde- Grigoriy Petrov
Petrov, Finlandiya aydınlarının yılmadan usanmadan çalışıp, bir ülkenin kurtuluşunu, aydınlığa ulaşmasını nasıl sağladıklarını anlatıyor. 19.yy sonunda özgürlüklerine kavuşan Finlandiyalıların tutkuyla kendi kültürlerini geliştirme aşamalarını okuyacağınız bu harika eseri okuma listelerinize eklemenizde fayda var.
9)İntihar- Emile Durkheim
Durkheim, modern sosyolojinin kurucusu olarak kabul ediliyor. Bu bağlamda ‘’İntihar’’ tam anlamıyla sosyolojik bir başyapıt olarak görülüyor. Kitapta konulara toplumsal bir bakış açısıyla bakılırken aynı zamanda yapılan tüm çıkarımlar bilimsel verilere dayandırılıyor. İntihar üzerine yazılmış en kapsamlı içerik bu eserde bulunmakta. Irk, kalıtım gibi nedenlere bağlanan intihar olgusu için yapılmış tüm tezleri çürütmeye çalışıyor. Mutlaka okumanızı öneririm.
10) Bu Ülke- Cemil Meriç
Cemil Meriç, bu eserinde doğunun önemli düşünce insanlarının fikirlerini işlemiştir. Ağırlıklı olarak, doğu- batı ve sağ- sol çatışmalarına yer verilmiştir. Ayrıca deneme türünün en mükemmel örneklerinden birini oluşturan bu eserin, Türk edebiyatında muazzam bir yeri vardır. Deneme türünün en iyi örneklerinden birini okumak ve Meriç’in hayatını kitaplara adayışının derin anlamını öğrenmek istiyorsanız ‘’Bu Ülke’’ kitaplığınızdaki yerini almalı.
11) 1984- George Orwell
Yazarın geleceğe yönelik kabus senaryosu olarak bilinen ‘’1984’’ romanı bireyselliğin yok edildiği totaliter bir dünya düzenini anlatır. Eserin ütopik olduğu kadar, gerçeği simgeleyen yönleri vardır. Politik alegorik türde olan bu roman, sizi düşünmeye yöneltecek. İlgiyle okuyacağınıza eminim.
12) Küreselleşme Toplumsal Sonuçları- Zygmunt Bauman
Küreselleşmenin getirmiş olduğu ahlaki ikilemlere örnek verilen bu kitapta küreselleşme ve yerelleşme konuları detaylıca işleniyor. Suç ve ceza anlayışındaki değişim süreci de okuyucuya aktarılıyor. Bauman’a göre, ‘’Batı bir zamanlar dünyayı kendisine benzetmek için verdiği çabayı şimdi herkesin olduğu yerde kalması için harcıyor.’’ Küreselleşme ve yerelleşme dinamikleri ile günümüz Türkiye’sini anlamak adına önemli bir kitap olduğu belirtmeliyim.
13)Karakter Aşınması- Richard Sennett
Küreselleşme olgusunun mikro düzeyini inceleyen bu kitap, yeni ekonomik düzenin insanlara yansımasını konu ediniyor. Değişimin doğası nedir? Bu değişim süreci insanlara nasıl yansır? Gibi sorular üzerinde durarak, parçalanan ve yeniden yapılandırılan kurumlarda kişinin kimlik bunalımını anlatıyor. Rekabetin aşılandığı durumlarda, güvensizlik ortamıyla birlikte oluşan ‘karakter aşınmasını’mutlaka okumalısınız.
14) Hayvan Özgürleşmesi- Peter Singer
Ahlak ve eşitlik kavramlarından bahsederken hayvanlara gelindiğinde söz konusu ahlaki davranışları es geçiyoruz. Kendini savunacak kadar güçlü görmediğimiz bir canlıya, özgürlük hakkı tanımıyoruz. Bu kitapta hayvanların yaşam haklarının deneylerle birlikte ellerinden alındığı anlatılıyor. Her yıl neredeyse 50 milyar hayvan öldürülüyor. Onlar için hiçbir şekilde adalet sağlanmıyor. Hayvan hakları konusunda farkındalığınızı geliştirecek bir eser olduğunu düşünüyorum. Okunmalı ve okutulmalı.
15) Gösteri Toplumu- Guy Debord
Debord, umutsuzluğun ve karamsarlığın kitabını yazmış denilebilir. Mafya, polis devleti gibi olguların gösterinin bir parçası haline geldiğini vurgular. Modern insanın durumunu konu olarak yaşadığımız dünyanın bir hapishane olduğunu savunur. Metalaşan yaşamdan, değersizleşmeden bahseder. Gösterinin toplumsal bir ilişki biçimi olduğunu gözler önüne sererek, bir şeylerin sahiciliğini koruyamamasını temellendirir.
Okuma listemizin son kitabını da mutlaka kitaplığınıza eklemeniz gerektiğini düşünüyoruz. Bir sonraki okuma listemizde buluşana kadar, sağlıkla ve mutlulukla kalın. ?
Diğer öneriler için instagram adresimiz.